Ana SayfaÇ(alıntı)Putların Batışı

Putların Batışı

Yüz elli sayfa bile tutmaz bu yazı; sesi şen ve uğursuz tınlar, gülen bir cindir, –öyle kısa zamanda yazılmıştır ki, kaç günde olduğunu söylemeye utanırım. Öbür kitaplardan apayrıdır o: Daha özlüsü, daha bağımsızı, daha yıkıcısı, daha… hayını yazılmamıştır hiç. Gözlerimin önünde her şeyin nasıl başaşağı durduğunu şöyle kabataslak anlayabilmek için, bu kitabı okumaya girişmelidir.

Başlığındaki put sözcüğü, şimdiye dek “doğru” dedikleri şeydir düpedüz. Putların Batışı, açıkçası: Eski doğruların sonu geldi.

Bir tek gerçek, bir tek ülkü yoktur ki, bu yazıda değinilmiş olmasın (–değinmek: Amma da saygılı, edebli bir söz!…) Ölümsüz putlar değil burada yalnız, en gençleri, dolayısıyla yanlışlıktan en çok beli bükülmüş olanları da. Örneğin “çağcıl düşünceler”. Ağaçlar arasında büyük bir yeldir esen; yemişler-doğrular-dökülmektedir her yanda. Pek bereketli bir güzün har vurup harman savurmasıdır bu: Doğrulara çarpıp sendeler insan; üstüne basıp ezer kimini de, –öylesine sebildirler… İnsanın eline aldıklarına gelince, artık aralarında şüpheli birşey yoktur, kesinlemedir hepsi. “Doğru”nun mihenk taşını ilk ben tutuyorum elimde, ben karar verebilirim ancak. Sanki içimde ikinci bir bilinç büyüyüp gelişmiş; sanki “istem”, şimdiye dek üzerinde aşağıya yuvarlandığı bayırı aydınlatmak istercesine bir ışık yakmış içimde… Bayır, –doğruya giden yol koymuşlardı bunun adını… O “karanlık çaba” (Ein guter Mensch in seinem dunklem Drange –ist sich des reschten Weges wohl bewusst [İyi insan o karanlık çaba içinde –Bilir doğru yolun ne olduğunu]. –Goethe, 1. Faust, Gökyüzünde önoyun.) denen şeye artık paydos; doğru yolun en az farkında olan, o iyi insanın kendisiydi… Şaka bir yana, doğru yolu, yokuş yukarı giden yolu benden önce kimse bilmiyordu: Etkin üstüne umutlar, ödevler, oraya götürecek yollar ancak benimle başladı yeni baştan –ben onların muştucusuyum… Bir yazgıyım işte bu yüzden de.

Söz konusu yapıtı bitirir bitirmez, bir gün bile geçirmeden hemen o dev ödevime, değerleri yenileme işine giriştim; hiçbir şeye benzemeyen yüce bir gurur içindeyim, her an ölümsüzlüğümü kesin olarak biliyor ve tunç levhalara bir yazgı şaşmazlığıyla birbiri ardınca imleri kazıyordum. 3 Eylül 1888’de önsöz yazıldı: Sabahleyin, onu yazdıktan sonra açık havaya çıktığımda, ober-Engadin’in bana gösterdiği en güzel gün vardı karşımda, –dupduru, alev alev renkler içinde, tüm karşıtlıkları, güneyle buz arasındaki tüm geçişleri bir araya getiren bir gün. –Ancak 20 eylülde ayrılabildim Sils-Maria’dan; seller alıkoymuştu beni, sonunda tek konuğu ben kalmıştım o eşsiz yerin, –minnetimin karşılığı olarak ölümsüz bir ad bağışlayacağım oraya. Olaylarla dolu bir yolculuktan sonra, üstelik gece geç vakit vardığım seller basmış Como’da bir de ölüm tehlikesi atlatarak, 21. günü öğleden sonra benim denenmiş yerime, bundan böyle kalacağım Torino’ya indim. İlkbaharda oturduğum aynı evi, Via Carlo Alberto 6, III’de, Vittorio Emanuele’nin (–1820/1878– İtalya kralı, İtalyan birliğinin kurucusu.) doğduğu o koca palazzo Carignano’nun karşısında, piazza Carlo Alberto’ya ve daha uzaklarda tepeliklere bakan evi tuttum gene. Bir an bile duraklayıp oyalanmadan, hemen çalışmaya oturdu: Yapıtın dörtte biri kalmıştı daha tamamlanacak. 30 eylül günü büyük yengi; yedinci gün; bir tanrının gezinişi Po kıyısında. Aynı gün “Putların Batışı”na önsözü de yazdım; bu kitabın provalarının düzeltmek benim için dinlenme oldu eylül ayında. –Ben böyle bir güz yaşamadım hiç, yeryüzünde böyle birşey olabileceğini sanmazdım; sonsuza dek uzanan bir Claude Lorraine (–1600/1682– Fransız manzara ressamı.), her günü aynı ölçüsüz yetkinlikte.

Nietzsche; Ecoo Homo’dan…

Editör (CMD)
Editör (CMD)http://www.felsefehayat.net
Yazılarını Mavi Melek Edebiyat Topluluğu, Düşünbil gibi dergilerde yayınlama fırsatı buldu. FOL Kitap öncülüğünde bazı kitapların hazırlanmasında görev aldı. Bu kitaplardan bazıları "Sorunsallıkta Yaşamak", Jan Patočka, Plotinos, "Tanrı, Ruh ve Mit", Henri Bergson. 2009 yılından bu yana felsefehayat.net'in (kurucu) editörlüğünü sürdürmektedir.

BAŞLIKLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

Organ Mafyası

Eğer ki mutsuzsa bir kadın, gözleri ayaklarındadır. Hem gidemeyen hem de kalamayan ayaklarında... Üst üste koyarlar ayaklarını görmemek için. Bazı zamanda bağdaş kurup otururlar...

Mozart Gibi Gülümseyemem Ben

Kaçtık annemle, bir bavul ve sonradan sahte çıkan birkaç mücevheri alarak, Yük treni gibi yavaş bir trenle, Kardan kalın bir örtüyle kaplanmış Furlana kırları boyunca. Gittik Roma’ya...

Alın Yazısı ve Hürriyet

Alın yazısı, alınlarımıza zorla yazılmış şeyler değildir. Biz, her birimiz, kendi isteklerimizle geliyoruz dünyaya. Alın yazısı denilen şeyler, bizlerin dünyaya gelmeden önce, Ruhsal Dünya'da...

Dil ve Polemik Sanatı

İnsan kendi kişisel zaferini polemik başarısı ile sağlar. Bu kendi zihninde ve etrafında olan ya da meydana gelen kargaşadan-kavgadan çıkardığı tasarımlardır. Başarı derece olarak...

İkinci Sonsuzun Kapısı

periskop mürekkep hokkası gözler beni dönemeçte girer dolma kalemim kendi kabuğuna kağıt sayfası büyük beyaz kanatlarını açar gözlerimi yuvalarından çıkarmadan az önce iki pençesiyle görüp göreceğim kendi bedenim ölü bedenim… debdebe...

Spinoza: Hayatın Geometrisi

Felsefenin büyük kitaplarının harikulade bir özelliği, hem "sokaktaki insan"ın okuyup anlayabileceği, hem de yalnızca işin "jargonundan" haberdar olan uzmanların, yani felsefecilerin başedebileceği iki ayrı...

Sen Benimsin!

... her öptüğümde rengi değişen havanın ardından yolculuğum başlıyor tüysüz ve dikenli bir tarla kuşu misali aşkımın hasadı gökyüzüne sığmıyor bana bir şey söyle içinde hiçbir şey olmasın o kadar...

İsa’nın Soyundan Gelen Devrimciler ve Salim’in Soğuk İnsanlarla İmtihanı

Aklına estiği her gece karısıyla sevişip uyumayı adet edinmişti. Dünya ölçeğinde yapılan istatistiksel bir araştırmada ortaya çıkan rakamlara göre tipik erkek modeli genelde böyle...

Bayram Tebriği

1965 senesiydi. İşe gireli henüz iki hafta olmuştu. Bir genel müdürlükte, özel kalem müdürünün yardımcısıydım. Bayrama on gün kala, müdürüm hastalandı ve rapor aldı....

Felsefi Sorular ve İnsan Varlığı

Yeryüzüne fırlatılmış bir insan çığlığıdır felsefe. Neden mi? Çünkü insan varlığı ihtiras ve intiharlara gebedir her zaman. Günahkâr her insanın fısıldadığı her dua felsefenin...

Zayiatın Tümdengelimsel Varsayımları

... Kesin bir şey vardı. O da, benim yaşamak için her nefes alışımda onu ölüme geri veriyor olmamdı... Zamanın tümdengelimsel bütünlüğünü görmekten gelen şuuru kayıp zihniyetlerin...

Paganizm Nedir?

Ay’ın kadim dilini kim biliyor şimdi? Ve kim konuşuyor Tanrıça’yla hala? Şimdi sadece taşlar hatırlıyor ayın çok eskiden bize anlattıklarını ve ağaçlardan, çimenlerin hışırtısından ve çiçeklerin...

Burzum Müziği

“Yaşlı, soğuk gözler; yaşlı gözler; çayırda; çak yeşil... Varlığın yükünü taşıyordu. İlk ve tek için; ilk ve tek için. Işıktan kaçıyor. Belki sana verir...

Beden Köprüdür Sonsuzluğa

üzerimizde hafif bir gökyüzü; yıldızlara perde… bir geçişin iki ayrı yansımasında, aydınlıktan, karanlıktan yüzü… üzerimizde hafif bir esinti; rüzgar unutkanlığında, belki geride kalan parçalarında. bir yağmur savrulurken, üşümek kadar doğal amansız sevda… sözsüz...

Deliliğin Ruha Bulaşması

orospuların vicdanından kopardığım kırıntılarla besledim aç köpeklerimi sadakatin masalında hep kaybederek boşalttım ruhumun zehrini evet ben kaybedenim suçsuzluğun azabında kavrulan küçük çocuk annesinden korkan dev o benim yağmur yağarken kaçkınca...