Ana SayfaYazarlarVarlık E.Karanlık Nedir, Ne değildir?

Karanlık Nedir, Ne değildir?

Bu yazımda karanlık kavramını irdelemek istiyorum. Nedir ne değildir sorusuna yoğunlaşarak kavramın sosyal medyadaki kullanımına ve az da olsa kavramın kokenine değinmek istiyorum. Son zamanlarda sosyal medyada depresif ruh haliyle süslenmiş sözde ‘karanlık’ paylaşımlara sıkça rastlıyoruz. Bu tür paylaşımlar gün geçtikçe daha da popülerleşiyor. Bense takip ettiğim ya da inceleme fırsatı bulduğum çoğu profilden bu anlamda rahatsız olmaya başladım. ‘Karanlık’ kavramı üzerinde bir süre düşünme fırsatım oldu ve bunun yazmaya değer bir konu olduğuna karar verdim, editörümün de yardımıyla yazımı toparladım.

‘Karanlık’, birçoğumuzun dilinde bir mantra gibidir. Cümlelerimiz onunla başlar, onunla biter.
Peki, TDK bu konuda neler demiş bakalım; ‘karanlık’ kelimesi TDK‘ da 6 maddeyle açıklanmış:

  1. İsim: Işık olmama durumu
  2. Sıfat: Işıksız
  3. Üzüntü, sıkıntı, perişanlık
  4. Sıfat: Yasalara, töreye uygun olmayan
  5. Sıfat: Gereğince anlaşılıp bilinemeyen, ne olacağı, sonu belli olmayan (durum)
  6. Sıfat: Karışık

4 ve 5. maddelerde geçen ‘Karanlık’ kelimesi; ülkemiz toplumunun sol kesimine yönelik yapılan katliamlarda faillerin bulunamaması durumuyla yoğun şekilde ilişkilidir. Özellikle 1977 İşçi Katliamı, Susurluk Kazası, Uğur Mumcu Cinayeti, Sivas Katliamı, vs. gibi sayamayacağımız kadar çok olaylarla duyurmuştu adını; o faili meşhur ‘karanlık’ eller. Bu durum böylece sürüp gitti günümüze kadar. ‘Karanlık’ işini yapmaktan geri durmadı elbet. Toplumun sol kesimi ise katliamlara karşı yüzlerce eylem gerçekleştirdi.

Sanatçılar, sanatın her alanıyla karşı koymaya çalıştı bu ‘karanlık güçlere’. Kitaplar, makaleler, sergiler, protest müzik sanatçıları tarafından yaratılan şarkılar…

Gelelim ‘karanlık’ kelimesinin yukarıda numaralandırılmış diğer anlamlarına:

Sosyal medyada siyah ağırlıklı temalara sahip hesapların vazgeçemeyeceği bir kavramdır ‘karanlık’. Kuşkusuz bu kişiler özellikle black/doom metal, gothic vb. kültürlerden beslenen ya da bunların etkisi altında kalan insanlardı.

Şimdi bunlardan birkaçını incelemek istiyorum:

Topluma aykırı ve bu durumdan dolayı da umutsuz olan hesap sahipleri adeta bu kelimeyle yatıp kalkmaktadırlar.

ÖRNEK:

Güneş doğdu yine karanlık odama,
sikti yarım kalmış düşlerimi,
birkaç şey kaldı, direndi karanlıkta.

Çoğunlukla böyle şeyler karalarlar. ‘Karanlık’ kavramını şiddetle ve bıkmadan kullanan porno kültürünün karakteristik kültürel izlerini taşıyan abazan gençliğin varoluşsal sızısına çokça şahit oluyoruz buralarda. Kendi adıma mide bulandırıcı bulduğumu söylemek zorundayım (porno karşıtı olmadığımı da belirtmek isterim). Mide bulandırıyorlar çünkü bu kitle garip bir şekilde sürekli beğenilmek kaygısıyla yaşıyorlar ve dokundukları her şeyi kirletiyorlar.  Onlara göre bütün herkes o pp’yi beğenmeli, övmeli ve ona sırnaşmalıydı. Bu kimselerin yazdığı ‘karanlık’ cümleler maalesef tutarsızlıklarla dolu ve sikişe hizmet etmekten başka bir amacı yokmuş gibi görünüyor. İnsanlar sikişmeli evet. Ancak sikişmek için ağlayıp sızlanmaya ya da rol yapmaya da gerek yok!

Paylaştığın ölüm veya intihar temalı bir şeyin hemen ardından lale bahçelerinden seslenen kullanıcılara bakıp kimi zaman gülüyorum kimi zamansa kasılıp öfkeleniyorum.

Çok küfreden, en ‘karanlık’ olmayı deneyenler var sırada;

Komik buluyorum bunları, ergensi ve çocuksu… Gülüyorum, eğleniyorum! Bu hesap sahipleri en azından bir Black vs. Metal albümü alıp dinlemeleri gerekmektedir, dinlerken de albümdeki şarkı sözlerini okumalarında çokça fayda görmekteyim. Böylece küfrün bile nasıl bir ustalıkla kullanıldığını, sürü kültürüyle yeraltı kültürü arasında bulunan o muazzam farkı keşfedebileceklerini düşünüyorum. Bu konuda özellikle kadın kullanıcılar şaşırtıyorlar beni. Hep bir küfür havası, gelene gidene sokup çıkartmalar, sonra sutyenli ya da dekolteli ‘karanlık’ fotolar… Sözün bittiği yerdeyiz gerçekten. ‘Karanlık’ kavramını en çok da bu kullanıcılar kirletiyorlar.

Vikipedi bu konu hakkında şöyle bir açıklama yapmış:

Yeraltı edebiyatı, dili zincirlerinden kurtarmak için 19. yüzyılın ortaları ile 20. yüzyılın başlarında oluşmaya başlayan ben özgürüm diye bağıran edebiyattır. Sert, aykırı, eleştirel, çoğunlukla gerçekle hayalin ince çizgisinde var olmaya çalışan yeraltı edebiyatı; alkolizmin, cinselliğin, sıra dışılığın, küfrün dışa vurumudur.

Evet, küfretmek ustalık ister, bu yüzden nereye ait olduğuna karar vermelisin; sürünün bir parçası olabilirsin elbet, karar senin!

Son olarak bir başka ‘karanlık’ türünden bahsetmek istiyorum

Karanlık kuytu köşelerde eşelenen, gecenin vampirleri, azgın peri kızları, cinleri, iblisleri ve şeytanlarıyla karanlıkta hüküm süren dirençli bilinçlerin hesapları var bir de. Çelişkiye yer yoktur burada. Her şey apaçık gerçektir, düşler ise kendi içinde eşsiz bir tutarlılıkla bezenmiştir. Hayır, hayır! Sadece bir internet hesabı içerisinde değildir onlar! Dışarıda, nefes alan ve soluklanan varlıklardır aynı zamanda. Muhtemelen siyahlar içindedirler! Şansınız varsa bir mezarlıkta bulursunuz onları; güzel içerler, keyifli, şakacı kimselerdir, yeraltı edebiyatıyla beslenirler, müziğin en güzeline sahiptirler.

Okurlar, yazarlar, dinlerler, yaratırlar, sevişirler! Tanrı karşıtı orduların komutanlarıdırlar. Esirgeyin ve koruyun bu varlıkları! Yüceltin ve besleyin bedeninizle!

Varlık E.

 

Varlık E.
Varlık E.http://www.felsefehayat.net/
Sabaha karşı başlamış bir doğumun eseriyim_ Cennet bahçelerinden düşenlerdenim bir de- Parçalanmış benliklerimin gölgesinde bir bireymiş gibi yaşıyorum_ Tuzlu suyun yakınlarında olmak şanslı kılıyor beni- #ModelEvren -yazar-okur-seslendirir-https://varlikergen.com/

BAŞLIKLAR

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

Annabel Lee

Senelerce senelerce evveldi Bir deniz ülkesinde Yaşayan bir kız vardı bileceksiniz İsmi; Annabel Lee Hiç birşey düşünmezdi sevilmekten Sevmekten başka beni O çocuk ben çocuk, memleketimiz O deniz ülkesiydi Sevdalı değil karasevdalıydık Ben...

Madam Blavatsky ve Dzyan Kitabı

Dzyan Kitabı, en eski kutsal kitaplar’dan biri olmakla birlikte, diğer tümü gibi, pek çok tahrifata uğratılmıştır. Bunun beşerî açıdan nedeni, durulmamış ve fırtınalı kişiliklerin...

Bu Kitap 5 Yüzyıldır Okunamıyor

'MS 408' adı verilen kitabın özelliği, yeryüzünde henüz hiç kimsenin anlayamadığı veya çözemedeği bir dilde yazılmış tek kitap olması... Taraf Gazetesi yazarı Sezin Öney 18...

Lucretius’un Şiiri Üzerine

Batı düşünürleri, bunlar arasında özellikle felsefe tarihçileri, De Rerum Natura'daki gibi en derin felsefe konularını, varlık sorunlarını Epikuros'tan aldığını, kendiliğinden bir nesne katmadığını açık...

Cinnet

Korkuyorum!.. Kainat çıldırıyor gözümde İntikam bulutları gecemde, gündüzümde Canlanıyor çeşmenin musluk taşı Yoksulluk günlerinin doludizgin ayyaşı Duyuyorum göğsümde bir yılan,ıslık çalan Duyuyorum sesini,alçaldıkça alçalan Cinleri görüyorum bin türlü, yüzleri al En...

Bölüşün Dünyayı

Alın bu dünyayı! diye seslendi bir gün Zeus göklerinden İnsanlara; alın, sizin olsun artık. Armağanım olsun sizlere bu mülk, bu toprak; Ama kardeşçe bölüşün aranızda. Koştu eli ayağı...

Özgürlük ve Yaratma Gayreti

Dünyaya gelişimizden başlayarak etrafımızı kuşatan özgürlüğümüzü sınırlandıran engellere bir bakın. Aile, devlet, çevre, ahlak, toplum, eğitim… Bunları çoğaltabiliriz. Peki, insan bu köhnemiş örgütler ve...

Dinlenmek ve Sen

ellerimiz aynıydı seninle dokunamadıklarımızı ezberlerdik ezberleyemediklerimiz de hatırlamak isterdik düzensizlik gibi yani ya da öyle bir şey ellerimiz aynıydı seninle dokunamadıklarımızı ezberlerdik ezberleyemediklerimiz de hatırlamak isterdik Can Murat Demir

Oğlum İdris’ e Uzaktan Şiir

Elmalar vardır öpmek için, Yerleri hiç değişmeyen yıldızlar, Kokular bilirim, yeni doğmuş ten, Ve sesin ki denizin koylara girişi. Ama yelken birden açılır gümbürtüyle, Tekne ve bulut bir artık,...

Şifâlı Otlar

"Başım bir ağrıyordu ki, sorma! Hemen iki tane Novaljin yuttum. Bir şeyim kalmadı... Senin sinirlerin bozulmuş, şekerim. Bak, bir tane onluk Diazem iç. Anında...

Aydınlanmış Anarşi ve Stirner

Daha 1980’lerin başında Türkçede sadece bir-iki anarşist kitap bulunurken, bugün bu konuda neredeyse sayısız eser bulmak mümkün. En azından bir çevirmen olarak doğrudan katıldığım...

Görmek

Görmek, Bir kör gibi içinden görmek, Ellere dogan manzaraları. Ve yine Kör gibi ellerle yoklayarak Görmek çiçekleri,görmek baharı... Görmek altın kusları Ki uçan siirlerde Ve parlar bir vezin gibi Ruhun havasından geçerken Görmek mesafelerde...

İnsana Dair Deneme

Gelin (çünkü hayatın bize sağlayabildiği Bizi biraz gözetmek ve sonra ölmeye bırakmaktır) tüm insan manzaraları üzerine uzun uzun söyleşelim; Büyük bir hayretle! Ama plansız değil; Vahşi...

Dünyanın Çamurunda Parlayan Bir Kitap

''Neye inanacağınızı siz seçersiniz'' diyen bir yazardan insanlık tecrübesine dair sert, sarsıcı ve bangır bangır bir metin: İğrenç Adamlarla Kısa Görüşmeler... Yeni kuşak Amerikan edebiyatının...

Kendine Yürümek (Son)

Tanrılık makamından kopma ve savaş İnsan bu gayreti verirken, varlık alanına girip kendini ne kadar üstünleştirirse o derecede yokluğa yaklaşır. Formlar (varlık) alanında yürüyen insan,...