Ana SayfaYazarlarKonuk YazarThelema veya Güç İstenci II

Thelema veya Güç İstenci II

Kozmolojik Model (Evrenbilimsel Model) ve Güç İstenci İlişkisi

Böyle bir ilkle başlanırsa “x” den alınacak derslerimiz vardir, bu derslerden birincisi, bilimsel anlamda “big bang” teorisinden sonra hipotez haline gelmiştir. Bu bilim alanında kanıt oluşturdu ve birçok  bilim insanı tarafından sonuçları göz önünde bulundurularak kabul edildi. Bizler “big bang” ile “bilinen evrenin” içinde genişleyen evrenin, bir başlangıcı olduğunu öğrendik, verileri inceledik ve şimdiye kadar söylenenlerin/bulunan bilgilerin en iyisi olduğu için, şimdilik daha iyisi bulunana kadar bu bilgi ile konularımızda yer verdik.

Evreni “determinist” anlamda değerlendirmeye tabii tutmuş olsak dahi “başlangıç ve son” için sebepler vermemiz gerekecek.

Bugün “bilinen evren” ve bilinen yalnız tek bir patlamanın olduğunu düşünüyor olabiliriz, fakat “patlamış veya patlamayı bekleyen sonsuz evrenlerin varlığını düşünenler de az değildir. “Sadece “bilinen evren” insanın içinde bulunduğu/yaşamını bir parçası üzerinde sürdürdüğü evren anlamında kullanılıyor, buna “bilinen evren” diyoruz: Bilinen Kainat.

Sebep ve sonuç ilişkisi ile değerlendirilecek olan varlığın durumu, evrenlerin varlığından bahsedilecekse “determinist” bakış açısını bu anlamda nereye koymamız gerekecektir? Hangi sebep, bize, evrenin bulunduğu ve kapladığı ilk alanın etrafında başka başka evrenlerin de olmadığını açıklayabilecektir? Hangi “sezgi veya dürtü” evrenin “kuant” larının genişleme istenci içine girmesini sağlamıştır. Bunun “determinleri” arkasına bir Tanrı yaratarak cevap vermemiz ne kadar ilkel bir teknikle değerlendirme yaptığımızı ortaya koyacaktır ve bilimsel araştırmaların sonucunu “Teoloji veya Fizik ötesine” dayandırmak kadar komik ve gülünç duruma düşeceğizdir.

Evreni fiziksel olarak patlama noktasına getiren “istenci” nasıl değerlendirmeliyiz? Evrenin sezgiselliğini ve en küçük yapı organizmasının “kuant” olduğunu da biliyoruz. Her “kuant” kendi özgür irade ve seçimi ile “oluş ve olmak” için şekilleniyor ve değişiyor. Bu değişim ise “uzay zaman” içinde eğilmeler ve bükülmeler, işlevsellikler ile materyallere dönüşmektedir.

“İstencin kendisi özgür müdür, istediğini arzu edebilir misin?” diye sorar, Schopenhauer’in 1839’da yazdığı “İstencin Özgürlüğü Üzerine” adlı eserinde.

Bizim konumuzda ise esasta “Güç istenci ve insanın konumu”, merkezde yine kendimiz varız, çünkü gerçekliğin üzerine ancak kendi varlığınızla giderseniz anlam kazanırsınız.

Evren üzerinde bir “zorunluluk” mu var? sorusu akla gelebiliyor.

Biricik “zorunluluk veya gereklilik” adlı bir yasadan bahseder “determinist bilgeler”

Nedenin bilinmesi: Nedenin değişmesine ve sonucun değişmesine yol açabilir. Biz nedeni arayan “hakikat arayışçıları” olarak varılması gereken noktaya “hakikat noktası” olarak ilerliyoruz, veya bizi hakikate en yakın noktaya ulaştırana kadar tekamül edeceğiz.

Mutlak paradigmaya sahip bir bakış açısına mahkum edilmemek için “istencin” durumunu daha iyi nüfuz etmeliyiz. Pozitif ve negatif olan her itme/çekme enerjisi konumuz dahilindedir.

Bizim anlamaya çalışacağımız ; “maddeden insana geçen güç istenci kodlarını bulmak” oldugundan daha fazla yoğunlaşmak gerekmektedir.

Kütlede çekimsel enerji istenci: Kütle çekim kuvveti diğer temel kuvvetlere göre oldukça zayıf etkileşim göstermektedir, ancak uzun mesafelerde kütle çekimin kuvveti diğerlerine oranla ön plana çıkar.

Bunun üç nedeni vardır:

Birincisi kütle çekimin menzili elektromanyetik kuvvet gibi sınırsızdır.
İkincisi, tüm kütleler pozitiftir bu nedenle kütle çekimin etkileşimi elektromanyetizmadaki gibi elenmez.

Son olarak, kütle çekim kuvveti emilemez ve dönüştürülemez, yani kalıcıdır. Yani gezegenler, yıldızlar ve galaksiler gibi büyük gökcisimleri kütle çekim kuvvetini baskın olarak hissederler. Karşılaştırılacak olursa örneğin bu cisimlerin toplam elektrik yükleri sıfırdır. Çünkü yükün yarısı pozitif diğer yarısı negatiftir. Ek olarak, diğer etkileşimlerden farklı olarak, kütle çekim evrensel olarak tüm maddeye etki eder. (*)

Kütle “pozitif güç” olarak ortaya çıkmaktadır, negatifin zorlayıcılığı /Negatifte bir güç olarak karşımıza çıkar pozitif, pozitifin zorlayıcılığı ile negatif yaratmaya mecbur bırakılır, hareket etme gücünü bu “çelişkiden” almaktadırlar.

Biz ise maddenin yapısallığında ki “zıtlıkların” birinin diğerine muhalifliğinin sonucu olarak hayat bulmasını / tekamül kaydetmesini / yaşam sahibi olmasını gözlemliyoruz. Aslında burada karşımıza bir konu daha çıkıyor, içinden çıkılması gereken bir konu veya girildiğine anlaşılması sağlanması gereken “İLK ZITLIKLAR veya İLK ÇELİŞKİLER” bunların anlaşılması ve açılımlarının yapılması gerekiyor, bunu da farklı bir konu içinde ele almak gerekmektedir.

(*) Kaynak: wiki

Hiçliğin Mimarı

Konuk Yazar
Konuk Yazarhttp://www.felsefehayat.net
Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız makalelerinizi themetallords@hotmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır.

BAŞLIKLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

Aşkın Metafiziği Üzerine

Aşk, bir belirsizlik halidir ve bu çoğu kez acıya çıkar. İnsanı boğar ve sonra canı istediğinde bırakır, bazen de neşelendirir, bazen de hüzne batırır,...

İnsan Nedir?

İnsan, hayatta yaşamış olduğu evreleri biçimlendirerek yaradılışını anlamlandırmak isteyen bir varlıktır. Bazı insanlar bu durumun karşısında bir şey yapmamayı tercih ederken bazıları felsefe, sanat...

Pulitzer Ödülü Sahibi Aktör Sam Shepard Hayatını Kaybetti

Pulitzer Ödülü sahibi, oyun yazarı, yazar, yönetmen ve aktör Sam Shepard 73 yaşında hayatını kaybetti. ABD’li oyun yazarı, yazar, yönetmen ve aktör Sam Shepard 73...

Sevginin Enerjetik Alanı

"Sevgiyi, doğası gereği her yerde aynı olan ama frekans ve yoğunluğuna göre farklı hareketler gösteren bir enerji yayılımına ya da değişik dalga boylarında yayın...

13 Sayısı Niçin Uğursuzdur?

13 sayısının uğursuz olduğuna ilişkin inanç dünyada o kadar yaygındır ki, yaşamı birçok yönde ciddi olarak etkilemektedir. Bazı ülkelerde evlerin kapılarına 13 numarası verilmez,...

The Devil’s Rejects

Rob Zombie'nin House Of 1000 Corpses'ın devamı olan filmde,"Firefly Çetesi"nin çiftliğine yapılan baskınla başlayan seri olaylar ve cinayetler konu ediniyor. Şerif Quincey ateşli bir...

Kilitli Kapının Ardındaki Yer!…

Varlığımı korumak için bütün gün kendimle uğraşıyorum. Çünkü varlığımı korumazsam dağılıp paramparça olacağımı sanıyorum. Korkuyla ve sımsıkı kapanıyorum kendime. Kendime sımsıkı kapansam da yine...

Dostluk

Dostluk konusunda düşündüğüm zaman, hep şu noktayı göz önünde tutmalı diye düşünürüm: Acaba dostluğu arattıran sebep güçsüzlük veya ihtiyaç mıdır? Acaba karşılıklı yardımlaşmaya girişirken...

Bedri Ruhselman; Bilgi Çağı Önderi

Tanrının bilgisi sonsuzdur ve varlıklarına dereceği bilgiler de öylece sonsuzdur. Varlığın evrimi, hiç bir noktada son bulmayacağı için, her ileri evrim sürecinin de daha...

“Çerçici” ‘İnsan Nedir’ Sorusunun Hakikatle İmtihanı

“Çerçici”… Klasik bir edebiyat eleştirisinden daha fazlasını talep etmektedir. Bu hak talebinin doğal sonucu olarak, sıra dışı bir yazım biçimi izlenip, biçim ve üslubun...

Häxan

Danimarka - İsveç ortak yapımı olan Häxan, cadılık uygulamaları ile engizisyon mahkemeleri arasındaki mücadeleyi belgesel film tarzında işlemiş. Film yedi bölüm halinde hareketli resimlerle ilerliyor....

Kabus ve Ayık Kalmak

Ayışığındaki kan kadar aldatıcı bir rüyaydı. Sadece karanlık değil aynı zamandaacı vericiydi. Adam aynaya baktı ve yansımasına şunu heceledi: Ben sensem hala nasıl hayatta...

Dracula’nın Kayıp Günlüğü Bulundu!

Dracula'nın yazarı Bram Stoker'ın tavanarasında bulunan kayıp günlüğü yayımlandı. Dünya edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Dracula'nın yazarı Bram Stoker'ın, ölümünün 100. yıldönümünde yayımlanan ve...

Sanatçının Duası

Gün sonları ne kadar içe işleyici güzün! Ah! Can yakacak kadar işleyici! Çünkü öyle hoş duyular vardır ki, dalgaları yoğunluklarını önlemez; Sonsuz’un ucundan daha keskin...

Hastalık

Benim hastalığım, hastalıkların en kötüsü, en azılısı, en ağrılısı, en belalısı, en süreklisidir. (Kum hastalığı.) Şimdiye kadar beş altı uzun ve belalı sancı geçirdim. Bilmem...