Ana SayfaYazarlarİsmail TopçuBelki Bir Gün Bir Dinozorun Ellerinden Su İçebilirim

Belki Bir Gün Bir Dinozorun Ellerinden Su İçebilirim

Bir pandanın kucağında kaç kişinin nesli tükendi,
Kaç kelaynak avlandı sürüsü kırlangıcın izinde,
Ya da hangi dinazor yok oldu bilmem kaçıncı jeolojik devirde?
Nedir peki?
Yani nedir bizim önlenemez çoğaltılışımızın sebebi
Ellerimiz mi?
Ayaklarımız mı?
Yoksa dişlerimiz mi?
Ne?

Ben ki;
İlkel zamanların birinde elimde taş, ağzımda ıslıkla
Zavallı bir ceylanın derisini yüzüyorum.
Yüz! Yüz!
Ya da bir muşamba sererek yere
Ayırarak etleri kemiklerinden
Sundurmanın altına yerleşiyorum
Ve tütsülüyorum, sırtımdan parça koparan kaplanın açtığı yara ile.
Ahh!
Çocuğum oluyor sonra
Onun da çocuğu oluyor
Ve böylece egemen oluyorum sanıyorum dünyaya.
Ama anlayamadığım bir şeyler var gibi geliyor hâlâ
Yoksa bir rüya mı bu?
Belki de kırık bir ayna.

Her ne ise bu olan
Zarar verdiğim gibi kesin bir durum çıkmıyor mu ortaya?
Bak! Uzunca sakalını okşuyor adam
Elinde balta ile bir ağacı kökünden içiyor
Asidi içince çürüyor ağaç
Moa kuşu sapanla vuruyor kendini kıçından
Tüyleri düşüyor çorbamın içine
Peki, neden duymuyorum adını şimdi?
Ben ki; yeri geldi mi, mağara taşına bile ayet yazabiliyorum!

Aummmm!
Bak! Bu ormana bakınca bir yılanın ayak izi belli gibi
Süpürülmüş bir yağmur sonrası
Sakalı uzun olan adam
Sakalı kısa olan adama
Bir geyiği nasıl alaşağı etmesi gerektiği düşüncesine kapılıyormuş gibi yanaşıyor sanki.
Ya da bana öyle geliyor
Ki o uzun sakallı adamı
Sırf ön yargılarımın bana verdiği yetkiye dayanarak
Bir polise teslim ediyorum.
Geyik tam kaçtım derken
Bir başka aslanın avı olmaktan kurtulamıyor.
Kaç, geyik kaç!
Geyik şanslı
Çünkü onunda çocukları var
Onun çocuklarının da çocukları olduğu gibi.
Ancak panda yaşamak zorunda
Sonu benzemesin istiyorsa dinozora, avcıya dikmeli gözlerini

Oysa bambaşka bir evreni kirletebilirdik
Bambaşka gazlardan
Bambaşka tozlardan üreyebilirdi dünya
Damarlarımızda toprak yerine berrak bir su dolanabilirdi
Renksiz olabilirdik
Belki dinozorlar bile yaşayabilirdi
Moa kuşu öterdi yine eskisi gibi
Ciiikk! Ciiikk!
Sahi bir insanın elinde kaç hayvanın nesli tükendi?
Kaç sırtlan kaldı?
Dokuz?
Bak! Biraz sonra bir tilki bir gülü öperken
Boynuna sarılacak sanki, boynunda kırmızı fularlı bir çocuk
Ve ben hiçbir zaman anlamayacağım bir kelebeğin neden yedi gün yaşayabildiğini

Nedir peki?
Ben ki;
Bir begonyanın büyüttüğü yaprak gibiyim
Beni koparmak isteyen bir kadına bile
Yeri geldi mi kabaca k o n u ş a b i l i y o r u m!
Ancak bu,
Nesli tükenen bir insanın, kendini tüketmesine engel olmuyor!
Tükeniyorum…
Dinozorun avuçlarında, su da olsa kayboluyor.

İsmail Topçu

İsmail Topçu
İsmail Topçuhttp://www.felsefehayat.net/
1985 İzmir doğumluyum. İlk ve orta dereceli okulları Karşıyaka'da okudum. Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü mezunuyum. Yazın hayatıma lise yıllarında şiirle başladım. Ulusal edebiyat dergilerinde öykülerim matbu olarak yayınlandı. "Monolog Yalnızlık" adlı roman, "Kaburga" adlı öykü kitabı ve "İçimdeki Fil" adlı şiir kitabı denemelerim oldu. Ancak bu kitaplar henüz okurla buluşmadı. Şu an edebiyat dergilerinde ve felsefehayat.net'te yazarlık yapıyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

Orta Yere Yönelme

Ey Memmius, bırak "tüm nesneler orta yere" gelir Denen görüşü, bu konuda, durur sımsıkı çarpma Olmadan dıştan, nesneler, çözülmez, bırakmam Gerekir bu "ortaya yönelir" diyen kuramı, tümden, İnanmam...

Ciddi Olacağım…

Ciddi olacağım, haz kadar ciddi. İnsanlar neden bahsettiklerini bilmiyorlar. Yaşamak için hiçbir sebep yok, ama ölmek için de sebep yok. Hayatı ne kadar hor...

Bilmece, Oyun ve Devam

Nasılsın diye sorduğumda verdiğin cevap: Kelimeler... Saflığımın habercisi... Her daim aldığım nefes gibi içimde fısıldaşırlar. Ruhum ateşle yoldaş olur, gerçeğin kellesi ayaklarımın altındayken ne kadar...

Sürrealizm Elli Yaşında

Fransız sürrealizminin 1969’daki tarihsel kopuşunu kabul eden sürrealistlerin sürrealist etkinliği canlandırmak umuduyla çıkarmaya başladıkları coupure projesi çok geçmeden dağıldı ama projeden geriye kalanlar Maintenant...

Gelenek ve Şair

Geçmişin “hal” içinde varlığını hissetmek kadar ebediyeti, sınırsızı, sınırlı olanda yani bugünde bulmak, bu beraberliği hissedebilmek bir yazarı gelenekçi yapar. - I - Zaman zaman yolduğundan...

Post-modern Anlayış Üstüne

Post-modern anlayış ya da post-modern tarz, çok fazlaca tartışılan ve üzerinde mutabık olunamayan bir kavram ve bir süreç. Bu kayganlığı onun fazlaca yeni bir...

Dokunmadan Sev: Tanrının Tek İsteği Bu!

Pazar ayinlerinin birinde Başrahip: Dokunmak, ilahi düzeni alt üst eder, bu bir tanrı buyruğu, bu yüzden dokunmadan sevmeyi öğrenmeliyiz evlat! demişti. O da öyle...

Son Ol!

Kalbine dokunabilmeme bile ihtimal vermiyorken, daha fazlasını yaptın; beni kalbine aldın. Bu da yetmezmiş gibi aşkı yaşatıyorsun. Sadece elinden tutmak isterken ben, yüreğini açtın...

Biçimsel Varlık Alanlarının Yaşantısı Üzerine

Özellikle Edmund Husserl'in Mantık Araştırmaları'ndan sonra, mantığın ve matematiğin konusu içine giren nesnelerin oluşturduğu biçimsel varlık alanının yaşantısı, bilinç altlarının işleyişi sorunu, mantığın ve...

Nietzsche ve Metal Müzik

19.yy’ın en radikal sıra dışı yazarlarından ve düşünürlerinden olan Nietzsche sadece bu yazımın değil tüm hayatımın konusudur aslında. Yaklaşık 5 yıl önce tanıştığım yazarın...

Çocukluğum Gidiyor

Çocukluğum sanki onun göğsünde kabarmıştı.. Sınırlarımı aşarcasına huzurluydum. Kokusu ciğerlerime öyle işlemişti ki, sanki herkes onun gibi kokuyordu... Gitmemesi gerekiyordu... İkimizin de tek dileği buydu. Ama elimizden...

“Fikirler İçin Ölmek”: Ölümsüz Bir Felsefenin Anahtarı

Felsefe Yapma Nedir sorusunun binlerce yıldır yankılandığı ölüm-yaşam çizgisinde, filozofların bu soruya verdikleri cevaplar, onların, düşünce sistemlerinin ne derecede hayatlarına tatbik edebildikleriyle alakalı olarak...

On Dokuzuncu Yüzyılın Doğuşu

Bir İngiliz amiralinin oğlu olan Houston Stewart Chamberlain  (1855-1926) asimilasyon yoluyla Almanlaşmış ve Birinci Dünya Savaşı sırasında Alman vatandaşlığına geçmiştir. Daha sonra kızıyla evlendiği Richard...

Özgürlük Üzerine

İnsan nasıl dönüşecek, olmaya çalışmaktan varlık durumuna bu köklü değişimi nasıl gerçekleştirecek? Olmaya çalışan, bunun için çabalayan, uğraşan, kendisiyle savaşan biri böyle biri erdem...

Uçurum

Yazılı ve sözlü ifade ettiğim her düşüncem daha iç dünyamda kaosun sisli ve bulanık resminde adlanırken, ben'den uzaklaşmaktadır. Kendimle yaşadığım bu içsel deprem, kendimi...