Aristoteles’in Evreni

Antik Yunan filozofu Aristoteles (M.Ö. 384 – M.Ö. 322) Platon’un öğrencisiydi. Her ikisi de gördükleri evreni açıklamaya çalıştılar. Fakat görüşleri farklıydı. Platon ideal bir evren anlayışına sahipken, Aristo evrene daha pratik bir açıdan bakıyordu.

Aristo’ya göre dünya evrenin merkezindeydi. Tüm gezegenler ve güneş dahi dünya etrafında dönmekteydi. Bu açıdan yorumlandığında Aristo bir doğa filozofu sayılır. Zira çevresinde gördüğü varlıkları anlamaya ve yorumlamaya çalışmış, fizik, zooloji, biyoloji gibi konularda görüşlerin belirtmiştir. Onun evren anlayışını orta çağda Hıristiyan dini benimsemiş ve altta görülen evren modelini bir dogma olarak tartışmasız kabul etmiştir.

Bu modele göre dünya merkezde sabit durmakta ve diğer gök cisimleri dünya etrafında dairesel yörüngeler boyunca dönmektedirler. En iç dairede ay ve dışa doğru Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter ve Satürn dairesel yörüngelerde dönmektedirler. Bu dairesel yörüngelerin ötesinde yıldızlar ve burçlar, en dış bölgede Gökyüzü İmparatorluğu bulunuyordu. Aristo’nun yaşadığı dönemde evreni yöneten birçok tanrının var olduğuna inanılıyordu. Bu tanrılar, gökyüzünün en üst katında varlıklarını sürdürmekte ve insanlar gibi evlenip çocuk sahibi olabilmekteydiler. Böylece ayrıntılı bir Mitolojik inanç sistemi oluşturulmuştu. Ortaçağda bu Mitolojik yapı tek tanrı inancına indirgendiyse de Aristo’nun evren inancına dokunulmadı. En dış bölge “Tanrının ve bütün seçilmişlerin bölgesi” olarak tanımlandı. Hristiyan inancında tanrı tarafından seçilmiş insanlara “aziz” denmekteydi ve onlar tanrı ile birlikte evrenin en üst katmanında yaşamlarını sürdürmeye hak kazanmışlardı.

Aristo’nun evren modeli gözlemlere tam olarak uyum sağlayamıyordu. Zira gezegenlerin gökteki hareketlerini düzgün dairesel yörüngelerle açıklamak mümkün olmuyordu. Asıl adı Claudius Ptolemaeus olan Ptolemy (M.S. 90 – 168) astronomi, haritacılık ve coğrafya ile ilgilendiğinden M.S. 150 yılında Almagest adlı bir eser yazdı. Ptolemaeus (Batlamyus) “En Yüce olan” anlamındaki bu eserinde gök cisimlerinin hareketlerini birincil ve ikincil yörüngelerle açıkladı. Onun modeline göre gök cisimleri ikincil yörüngeler üzerinde hareket etmekte ve bu ikincil yörüngeler, birincil yörüngeler boyunca hareket eden hayali noktaların merkez olduğu yörüngeler olarak kabul edilmekteydi.

Üstteki çizimde sağda sarı renkte belirtilmiş olan birincil yörüngeyi ve bu yörünge üzerinde hareket eden beyaz noktanın merkez olduğu kırmızı yörüngeyi görüyoruz. Gezegenlerin gökteki görüntüsü zaman içinde 1, 2 ve 3 noktalarında olduğundan, ikincil yörüngelerin varlıkları ileri sürülerek görüntüler açıklanmaktaydı. Bu model 15. yüzyılda Nicolaus Copernicus (1473 – 1543) tarafından çürütülene kadar varlığını sürdürdü.

Doç. Dr. Haluk Berkmen

Doç. Dr. Haluk Berkmen
Doç. Dr. Haluk Berkmenhttp://www.felsefehayat.net
1942'de İstanbul'da doğmuştur. 1966'da İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi, Fizik-Matematik Bölümünden mezun olmuş, 1970'de İsveç, Lund Üniversitesi, Teorik Fizik Kürsüsü-Nükleer ve Atom Enerjisi alanında doktora almıştır. 1970 - 1980 arası ODTÜ Fizik bölümünde öğretim üyeliği yapan Berkmen, 1979'da Yüksek Enerji Fiziği dalında doçent olmuştur. 1980 ile 2002 yılları arasında Viyanadaki Uluslararası Atom Enerjisi Ajansında çeşitli görevler yaptı ve 30 Eylül 2002'de Birleşmiş Milletler UAEA'dan emekli olup İstanbul'a dönmüştür. Yerli ve yabancı birçok dergide çeşitli konularda onlarca makale yayınlamıştır. Üniversite seviyesinde yayınlanmış Fizik ders kitabı bulunmaktadır. Yıllardır İlkin Türkçe, felsefe, sufizm, ezoterizm ve spiritüalizm konularında araştırmalar sürdürmekte olup değişik konularda konferanslar vermekte ve makaleler yayınlamaktadır.

BAŞLIKLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

Lucifer

Denize böylesine yakınken Neden umutsuzum Neden yoksun Neden tutmuyorsun ellerimden Lucifer walk with me Lucifer inflame this heart Lucifer embrace this soul For I am fallen just like...

Aşk Üstüne

Kitapları bir yana bırakır da dobra dobra konuşursak, aşk dediğimiz şey, arzulanan bir varlıkta bulacağımız tada susamaktan başka bir şey değildir, gibi geliyor bana....

Good Will Hunting

Bir insan diğer bir insanın hayatını ne kadar etkileyebilir? Bir deha, onu keşfeden bir profesör ve onların arasında kalan hassas bir psikolog… Bir hayat bilgeliği öyküsü,...

“Eşeysiz” Biricik

Stirner, BvM'nde etik olgusunu sorgularken, etik kapsamında var edilen cinselliği dönemin hoşgörülü liberalleri bile provoke edecek kadar rahatca eleştirir. Törenin cinsellik üzerindeki baskısını eleştiren...

Hegel’in İdealizmi Üzerine

İnsanların zamanın tüm çağlarında, kendileri için üstün bir disiplin yaratma çabası olmuştur. Bu ortaçağda kilise tarafından törpülenmeye çalışılmış olsa da feodal egemen sınıf tarafından saklanmış,...

Tirana Ölüm, Yaşasın Yeni İmparator

Jul Sezar'ın yönetimi altındaki Roma savaş ganimetleriyle güçlenmiş ve zenginleşmiş bir imparatorluğun merkeziydi, yüzyıllarca önce Roma'nın soylu ailelerinin yaşadıkları ve hatta üzerinde tarım yaptıkları...

Lirik Şiir

Çağdaş şiire ve en iyi temsilcilerine bir göz attığımız zaman, onun çok karmaşık yapıda karma bir hal aldığını kolaylıkla görürüz... Lir doğaüstü bir ruh halini,...

Zaman ve Çırpınış

Neredeydim bilemiyorum hatırladığım kadarıyla bir bilinmezlikteydim, hiçlikte kıvranırken boğuştuğum cansız bir ortamdaydım. Bir boşluk, evren boşluğumu bilemiyorum ama insanın kulak zarını sessizlikten patlatacak kadar...

Tanrılar Üstüne

En az bildiğimiz şeyler tanrılaşmaya en elverişli olanlardır. Onun içindir ki Yunanlıların, biz insanları tanrılaştırmalarına bir türlü akıl erdiremem. Ben kendi hesabıma yılana, köpeğe,...

Felsefenin Prensipleri

Felsefenin Prensipleri adlı eserinde Descartes doğanın gerçekte amaçtan ve güzellikten yoksun olan matematiksel bir makine olduğunu ilan eder. Bölüm II I. Maddi nesnelerin varlığının kesin olarak...

Mitos-Mitoloji

Öğrencilerimi söylembilime başlattığım her yıl merak ederdim: Çok tanrılı döneme nasıl bakıyorlar? Bir zamanlar insan biçiminde, fakat insanüstü güçleri olan tanrıların varlığına inanılması çok...

Gecenin Bitimi

Gecenin bitimiyle sabahın başlangıcına yakın bir saatti. Gökyüzü koyu maviydi. Gecenin nefesinden kopan bir serinlik vardı. Bir gecekonduda açtı gözlerini. Kendine başka bir yer bulmalıydı....

Commentariolus

Nicholas Copernicus (1473-1543) ,Polonya’da doğdu, babası Thorn şehrinde Hansa Birliği4 üyesi, zengin bir tüccar ve memurdu. Kendi dönemindeki birçok âlim gibi İtalya’ya giderek Bologna’da...

Üç Paragrafta Türkiye Pedagojisi

Çocuklarınızı her an taciz ettiğinizi biliyor muydunuz? Bu soru sizi delirtecektir, kolektif panik atakla soruyu soran karşısında, onu imha etme istenciyle, titreyeceksiniz. Sizi görüyorum!...

Sonsuzluk

Anlatmıştım somut nesnelerin en katı, sağlam, Dayanıklı, aralıksız öğelerden kurulduğunu, Sonsuzluk içinde bulunduğunu. Araştıracağım Evrenin de bunlar gibi sınırlanmış Olup olmadığını, yukarda gördüğümüz boşluğun, Bütün varlıkların içinde devindiği alanın,...