Ana SayfaYazarlarKonuk YazarBana Neden Çıldırmadığını Anlat

Bana Neden Çıldırmadığını Anlat

gövdeni taşıyan bacakların
yeryüzünün kaç kıtasında kaç adım atmış
ilgilenmiyorum
kalbinin coğrafyasının kaç defa çiğnendiğini söyle bana
saçların gece mi gündüz mü, umurumda değil
bana karara karara ağaran hayallerinden bahset
tam on ikiyi ıskalayan düşlerini anlat
yediğin kazıkları kaldır şimdi ağzının en hevessiz yanına
bana kursağında kalan suskunluklarını anlat
seni susturanları it bir tarafa
bana sus diye yakanı tutan yüreğin mi değil mi, onu anlat
yorgunsun
görüyorum
çok zamansız, çok hesapsız, çok plansız ağlıyorsun
mutsuzluğun çıldırıyor yüzünde
duyuyorum
topla yüzünü
bana boğazındaki yumruların yumruklarını anlat
sen çok acıdın
çok dağıldın
çok kırıldın
bana neden çıldırmadığını anlat

İbrahim Baysu

Konuk Yazar
Konuk Yazarhttp://www.felsefehayat.net
Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız makalelerinizi themetallords@hotmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır.

BAŞLIKLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

DİĞER YAZILAR

Dahası - Ötekiler - BAŞKASI

Alın Yazısı ve Hürriyet

Alın yazısı, alınlarımıza zorla yazılmış şeyler değildir. Biz, her birimiz, kendi isteklerimizle geliyoruz dünyaya. Alın yazısı denilen şeyler, bizlerin dünyaya gelmeden önce, Ruhsal Dünya'da...

Lucretius’un Şiiri Üzerine

Batı düşünürleri, bunlar arasında özellikle felsefe tarihçileri, De Rerum Natura'daki gibi en derin felsefe konularını, varlık sorunlarını Epikuros'tan aldığını, kendiliğinden bir nesne katmadığını açık...

Üçüncü Zaman

kış gelmiş yalnızlığıma, baharları yaşayamamıştım oysa! insanlarıyla gelmiş, tanıdık suretler yok ortada. alışılır mı gecesi ve gündüzüne? kalmışken üçüncü bir zamanda! evler görüyorum çığlık çığlık yayılan tüten bacalarda hisler yok aslında. üçüncü...

Tozlu Tarihin Kalp Atışları

... Bir avuç gözyaşımız kaldı yağmurlarda eriyip giden insanlıklarımızdan ve onca uçuruma sahiptik sırf atlamayı düşünmek için. Onca şeye sahiptik sırf sahip olmak için. Ne...

Gövdelerimiz…

Ve gövdelerimiz sonsuz ürkütücü olan gövdelerimiz. Bizden tiksinen bir bedenin parçası. Hayat kırıklıklarıyla dolu ellerimiz. Gövdelerimiz bizi artık taşımayacaktır. Hayat kırıklıkları ile dolu ellerimizi taşımayacaktır. Sonsuzluğu çoktan tükenmiş bir...

Sonsuzluğun Meyveleri

Evren değişiyor, boşluk yıkılıyor, zaruri olarak insan kendine dönüyor. Kendini ölçüp biçmeye başlıyor. Yukarıdan emredilen "değiş (ıslah et) ve bana bak" emri, insan varlığında...

Bence Artık Çıkmalısın

Dur dedi sinirli köpek, Geçemezsin! Sen belki başı boşsun, Belki de diğer köpekler gibi gevşek.. Her yol yürünebilir, Her yeri görebilirsin, Ama giremezsin! Durman gereken yer, görmen gereken yerlerden Daha önemlidir. Bastığın toprak Bazen...

Acısız Bir Dünya

Adeta hayatımızın bir parçası olan acı ve ıstırabı zaman zaman hepimiz hissederiz. Acı, hissi bir işaret ile başlar. Organizmamız için tehlikeli olarak kabul edilen...

Kilitli Kapının Ardındaki Yer!…

Varlığımı korumak için bütün gün kendimle uğraşıyorum. Çünkü varlığımı korumazsam dağılıp paramparça olacağımı sanıyorum. Korkuyla ve sımsıkı kapanıyorum kendime. Kendime sımsıkı kapansam da yine...

Son Ol!

Kalbine dokunabilmeme bile ihtimal vermiyorken, daha fazlasını yaptın; beni kalbine aldın. Bu da yetmezmiş gibi aşkı yaşatıyorsun. Sadece elinden tutmak isterken ben, yüreğini açtın...

Asuman

Saat dördü Asuman geçiyor Kaldırım taşı değmek üzeredir ayaklarıma Bekliyorum biçare kapımda, elimde otuz yıllık şarabımla. Herkes gidiyor Kimse gelmiyor Saat beşi Asuman geçiyor Kim bilir kimin yalnızlığı ile yürüyor...

Hiçbir Şey İyileşmez: Hoşçakal!

Ayakta durmayı öğrenmeliyiz. Durmazsak düşeceğiz. Her düştüğümüzde kalktığımız yerden toplayıp kendimize inanmalıyız yine. Nasıl da klişe geliyor artık bu sözler nasıl da içi boş... Oysa onlarda...

Vicdan Rahatsızsa İtiraf Kaçınılmaz Olur

Yitirilmiş bir yoksulluğa -duygusallığa kapılmadan- özlem duyulabilir. Yoksulluk içinde yaşanmış yıllar bir duyarlık oluşturmaya yeter. Bu özel durumda, oğulun anneye duyduğu tuhaf sevgi, onun...

Yalnızlık Doğumdur Sürüp Giden Yetim Yetim

Yalnızlık... Nedir yalnızlık? Kaç çeşittir? Yaratılan ve yarattığımız yalnızlık mıdır sadece yalnızlık? B'aşka çeşit yalnızlık yok mudur? Cami tuvaleti kapılarının sırtına tükenmez yalanıyla satılan bir kalemle yüklenmiş...

Sis ve Hayat

Sis ve hayat neden hep aynı şeyleri hatırlatır? Neden bilinmezlik deyince aklıma hep bu ikili gelir? Çünkü sis ve hayat birbirinden doğan iki çocuk gibidir....