Doğa: Estetik Bir Kurtuluşun Anahtarı ve İnsan Varoluşunun Sessiz Tanığı

Doğa, estetik bir kurtuluşun anahtarı, sanatın kaynağı ve insan varoluşunun dingin bir yoldaşıdır. Doğa, her şeye rağmen vardır; insana rağmen, insandan bağımsız olarak hep var olacaktır. Oradadır, çünkü olan bitene kayıtsızdır. Doğa, ne sizin ne hissettiğinizi ne de insanlığın bitmek bilmeyen kaygılarını dikkate alır. O, kutsal bir saflığın habercisidir; içinde bulunduğunuz anlarda bu hissi size de enjekte eder. Ancak ondan uzaklaştığınızda, yeniden sıradanlaşırsınız, günlük hayatın keşmekeşine geri dönersiniz.

Doğa, siz içindeyken bile kendi rotasında ilerlemektedir. Sonsuzluğun melodilerini yapraklarla dillendirmekte, acısını nehirlerle, gözyaşını ise yağmurlarla anlatmaktadır. Doğa sürekli canlıdır, sürekli değişmektedir ve metafiziğini kendi içsel enerjisinden almaktadır. Muhtaç olmayan, eksiksiz bir boşluk gibidir. İnsanın mücadelesinden doğmamıştır; bütün canlı ve cansız varlıkların mekânı olarak o tek olandır, tanrısaldır, tanrının bir diğer adıdır.

İnsan yüzünü çevirmiş olsa bile, doğa tüm güzelliklerini sergilemeye devam etmektedir. Doğa kestirilebilir olandır, çünkü kendi yasalarıyla işler.

Doğanın Gücü ve Sessiz Hakimiyeti

Peki doğa neden bu denli güçlüdür?
Çünkü o, bütün hesapların ötesinde vardır; sessiz bir gücün, ıssız bir çığlığın sürekli devinimini içinde taşımaktadır. İnsanlığın trajedisini yansıtmamasının nedeni de budur. Doğa, hiçbir zaman üzülmeyen bir canavardır. Gücü, kayıtsızlığının kendiliğinden gelmektedir. Zamansızlığı ve bütün şeylere hâkim duruşu bununla ilgilidir.

Zavallı kalbimi sevindiren,
Ve bir güdünün gizemleri,
Doğa güçlerini çevremde sergileyen?
Bir Tanrı mıyım ben? Bu ne ışık!..
(Goethe, Faust)

Doğanın Dişil Gücü: Doğurganlık ve Kaosun Estetiği

Doğa, dişidir; çünkü doğurgandır, çocuklarının sayısı belli değildir. Bütün soyların, nesnelerin ve var olan her şeyin annesidir. Bu kadar acımasız ama bir o kadar da yaratıcı başka bir güç yoktur. Doğa, karşıtların birliği ve savaşının beden bulmuş hâlidir.

O, kaosun en haklı sonucudur ya da kaosun kendisidir. İçindeki çelişkilerin anlamı, bu diyalektik yapıdan doğmaktadır. Savaşın ve galip gelenlerin tek imparatorluğudur doğa. İçinde savaş ve düzen hep bir aradadır; o kadar içkindir ki farkına bile varmazsınız. Güçlünün ve zayıfın mücadelesini anlatan en kadim resimdir doğa.

Issız ormanlar, karanlık patikalar, kimsesiz ağaç gölgeleri… Hepsi gizemli savaşın hüküm sürdüğü topraklardır.

Doğa Felsefesi: Sessizliğin Tanrısal Çığlığı

İnsanın öz yurdu olan doğa, sükûnetin çığlığını duyurmaya çalışmaz; ancak sessizliği dinlemeyi başarırsanız onun çağrısını duyabilirsiniz. O, başlangıçtır, sonsuzdur ve karanlığıyla ışık saçan tekinsiz bir tanrıdır.

Doğa felsefesi, insana hem varoluşunun sınırlarını hem de özgürlüğünün imkânlarını gösterir. Doğa, insana hükmetmez; sadece hatırlatır: her şeyin başladığı ve her şeyin biteceği yer orasıdır.

Can Murat Demir

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Bakış Yolları