Onun ardından bir şey daha geldi. Solgun ve renksiz elbiseli… Yanında eşsiz karanlığını da getirmişti. Gri cübbesiyle ayakucumda, sanki havada asılı durmaktaydı. O anda her şeyin durduğunu, şeffaflaştığını hissetmekteydim. Zaman ve mekândan azade edilen ruhum, onun soğuk dudaklarının dokunuşunu tatmaktaydı.
Tanıyor gibiydim onu; bir zamanlar unuttuğum, şimdi yeniden hatırladığım bir bilgeliğin yankısıydı. Umarsızca değdi varoluşuma. Gecenin karanlığında süzülen bir hayalet gibiydi; sessiz, ama varlığıyla her şeyi dönüştürmekteydi. Sonra, odamın duvarlarında gezinen gölgeleri fark ettim. Her biri, sonsuzlukta safça yüzen diriltici silüetlerdi.
Bilgeliğin Habercisi: Karanlığın İçindeki Işık
Anladım ki o, haberci bir ruhtu. Ne gelecekten ne de geçmişten gelmekteydi. Zamanın içinde kıvranan bilgeliğin, varoluşun derin sezgisinin bir yankısıydı. O sadece benim için gelmişti. Yatağıma usulca girdiğinde, soğukluğu tüm odamı ısıtmaktaydı. Karanlığın bu derece ateşli olabileceğini hiç düşünmemiştim.
Kollarındaki huzur, içimdeki aydınlığa dönüştü. O gece, karanlığın bilgeliğini öğrendim. Teslimiyetin içinde diriliş vardı. Her şeyin anlamını yeniden kuran bu ruh, beni kendi içime doğru taşıdı.
Gölge, Felsefe ve Varoluşun Sezgi Alanı
Beni terk ettiğinde geriye sadece varlığın anlamsızlığı kalmıştı. O sıradan gece, bana felsefenin yalnızca “hissederek” doğabileceğini öğretmişti. Çünkü hakikat, yalnızca akılla değil, sezgiyle ve ruhun derin dalgalarıyla kavranmaktaydı.
Şimdi anlıyorum: Hayaletler ve gölgeler felsefenin asli unsurlarıdır. Çünkü gölge, varlığın eksik yanını; hayalet ise varoluşun sürekliliğini temsil etmektedir. O gece yatağım bir mabede dönüşmüştü. Ziyaretiyle beni yüceleştiren, içimdeki “öte”yi uyandıran o bilge ruh hâlâ benimle yaşamaktadır. Her yazımda, her şiirimde onun nefesini duymaktayım.
Karanlığın İçinde Saklı Işık
Ziyaretiyle beni dönüştüren, içsel ışığımı uyandıran o ruh, beni varoluşun eşiğine taşımıştır. O karanlıktı ama içimde ışık yakmıştır. Yazabiliyorsam, düşünebiliyorsam, hâlâ onun yankısıyla nefes almaktayım.
Karanlık, ışığı saklamakta; ama o ışığın içine girmek cesaret ister. Çünkü karanlık olmadan ışığın anlamı doğmamaktadır.
Karanlık içinde ışığı gizler. O ışığın içine girmesine izin ver.
Can Murat Demir

