Sadelik biraz anlamsız değil mi? Korkunun var oluş çabası sanki. Hak edilmemiş bir hediye sakin insan için. Nereye kadar yalnızlar galaksisinden uzaklaşabilirsiniz ki. Doğum...
Dur dedi sinirli köpek,
Geçemezsin!
Sen belki başı boşsun,
Belki de diğer köpekler gibi gevşek..
Her yol yürünebilir,
Her yeri görebilirsin,
Ama giremezsin!
Durman gereken yer, görmen gereken yerlerden
Daha önemlidir.
Bastığın toprak
Bazen...
O gelince şimşek çakar gül yüzüne
Yağmur çiselemeye başlar mısralarıma.
O gelince,
Beni ne kadar çok tanıdığını
Öyle bir hissettirir ki
Sır gibi kendimden bile sakladığım alınganlıklarım
Utanırlar.
O gelince,
Güzel bir...
Ne sağlam bir pabuç kalır yarına,
Ne de kokuşmamış bir çorap
Taşıyorsa eğer koca bir insanın yükünü.
Ağzımdan dökülen ilk cümlemin mısraları oldukça şaşkınlık yarattı Jerzy’de. Kayalıkları...
Özlemiştim baharı, çok iyi oldu tekrar yola çıkmak. Trende eve dönerken henüz çiçeklenen her bir ağaca selam veriyordum sanki. Çok da hızlı değildi tren....
Virajlı bulvar panolarındaki genel resimlerden kaçıyorum. Yere çömelmişken, başımı kaldırıp yüzüne bakmamışlıklarım vardı. Şimdi, belirsiz niyetler besleniyor. Resmi bir dans, ilmühaberleri eksiksiz teneke midyesi....
Nesnelerde yoktur bir içsel itim gücü, kımıldatan.
Yükseğe çıkaran, ne bir yön var, ne bir yasa
Benim anladığıma göre, nesnelerin özünde.
Sakın yanılma yanan nesnelere bakarak.
Çıkar yığınla...
Metin’de yani var olan her şeyde “boşluk” temel koşuldur çünkü boşluk tefekkürü, tefekkür de yorumlamayı önceler. Boşluk’u kendimizce tamamlamayı dileriz. Nesnenin yoruma muhtaç olması...
İnsan şeytandır. Neden böyle söylediğimi kendimden biliyorum, bir başkasından değil. İnsan kendisinden yola çıkarak doğruyu ve yanlışı bulur, bir aynadır Öteki. Bu bağlamda Öteki,...
Bir olunuz, Birleşiniz..! Birleşmekte size faydalar var. Kavga etmekte ne elde edersiniz…? Elde etmek istediğiniz şeyler, size bilgi vermez mi..? Kavga edenler zarar görür....
Lisan-ı münasipten bıkmış okurlar, Hiç Anadolu Piç Amerika'yı okurken genç kuşak yazarların nefes alma odalarından birine konuk olacaklar.
İhtiyarların "lisan-ı münasip" dediği, uygun bir dille...
Kimse yok.... Hiçbir şey yok.... Yokluk bile terk etti beni...
Kadehimdeki şarap her gün damarlarımda dolaşan kanla rengini değişerek yeniden damarlarıma hapsoluyor. Elimdeki sigaramı ateşe...
periskop mürekkep hokkası gözler beni dönemeçte
girer dolma kalemim kendi kabuğuna
kağıt sayfası büyük beyaz kanatlarını açar
gözlerimi yuvalarından çıkarmadan
az önce iki pençesiyle
görüp göreceğim kendi bedenim
ölü bedenim…
debdebe...
Post-modern anlayış ya da post-modern tarz, çok fazlaca tartışılan ve üzerinde mutabık olunamayan bir kavram ve bir süreç. Bu kayganlığı onun fazlaca yeni bir...
Karanlık benim için geliyor. Her acımın içine, saflığıma ve içgüdülerime sızıyor. Kanatlarına alıp benliğimi uçuruyor. O kadar içten ki, sanki benim için yaratılmış... Sanki...
Tanrılar, der Platon, bize buyruk dinlemez ve zorba bir organ vermişler. Azgın bir hayvan gibidir bu organ, amansız iştahıyla her şeyi kendine kul etmeye...
Bernard le Bovier de Fontenelle’in Dünyaların Çokluğu Üzerine Konuşmalar (Entretiens sur la Pluralite des Mondes,1686) adlı eseri, evreni Kopernik’in, Giordano Bruno ve Descartes’in sistemlerine...
Aşağıdaki röportaj metni "Hayranlık Talimleri" adlı belgesel filmin ilk bölümünden alıntılanmıştır. Cioran'ın yakın arkadaşı Petre Tutea'nın girizgah-belagat metnidir.
Kendim ve Emil Cioran ile ilgili röportajın...
"Başım bir ağrıyordu ki, sorma! Hemen iki tane Novaljin yuttum. Bir şeyim kalmadı... Senin sinirlerin bozulmuş, şekerim. Bak, bir tane onluk Diazem iç. Anında...
“Çocuklarını Yiyen Satürn” iki ünlü tabloyu temsil eder. Tablolardan ilki Peter Paul Rubens, ikincisi ise 1819’da Madrid’de dünyaya gelen Francisco Goya tarafından yapılmıştır. Goya’nın,...
üzerine giymiş hatunum saten bir entari
loş ışık ve mavi duman arasında,
hunharca aşk yapmayı
bekler müphem bir tavırla karşımda.
zampara gecenin çıtır yıldızlara
alenen kur yaptığı yerde
uzanmakta şimdi...
Fransız mühendis ve sendikalist Georges Sorel (1847-1922), Şiddet Üzerine Düşünceler (1908) adlı eserindeki tezlerini ilk önce 1890-1895 arasında yayımladığı bir dizi makalede açıklamıştı. Bu...
sarhoş hayatlardan
şişe toplayan adamın
ne topladığını bilir misin her şişeden
çekilen her yudumda
edilen küfür ve lanet
veya
sevgiliye söylenen
aşk şarkılarıdır
cennetten kovuluşudur ruhun
şeytanla danstır her yudum ve her nefes
ateştir...
Tractatus Logico-Philosophicus bir mantık kitabı ya da özgün bir felsefe yapma şekli gibi görünür. İçsel kuruluşu, ayrıksı-ciddiyeti Tractatus'u özgün yapmaz. Tractatus'un özgünlüğü akademik ciddiyetsizliği...