Seri Katil Fenomenine Ontolojik Yaklaşım

“Seri katil” fenomeni, yalnızca öldürme içgüdüsünün sürekli canlı tutulduğu bir bedeni ve ruhu simgelememektedir; aynı zamanda vicdan ve acıma duygusunun yitirilmesine işaret etmektedir. Bu bağlamda, seri katil olma vak‘ası, psikolojik, sosyo-kültürel ve ontolojik düzlemlerde incelenmeye değerdir. Temel olarak seri katil, acıma ve vicdan yoksunluğu ile tanımlanan bir ölüm makinesidir.

Bu çalışmada, seri katillerin psikolojik ve sosyo-kültürel beslenme kaynakları üç temel başlık altında tartışılacaktır: Aile içi dini baskı, Kapitalizmin vahşi çocukları ve Hastalıklı cinsel yaşam.

Aile İçi Dini Baskı ve Psikolojik Etkileri

Seri katillerin çocukluk deneyimlerinin önemli bir kısmı, aile ortamında aşırı dini öğretilerle şekillenmiştir. Örneğin Ed Gein’in annesi, ona sürekli İsa’nın ve havarilerin yaşam öykülerini anlatmıştır. Benzer şekilde Albert Fish, İbrahim peygamberin çocuk kurban etme hikâyelerinden etkilenmiş ve çocukluk döneminde dini ritüellere maruz kalmıştır (Fish, Wikipedia).

Bu örnekler, seri katillerin öldürme eylemlerini dini ritüellerle ilişkilendirmelerini açıklamaktadır. Öldürme, onların zihninde bir günah çıkarma veya kutsal bir ritüel haline dönüşmüştür. Bu durum, vicdanın devre dışı bırakıldığı psikolojik bir yapıyı ortaya çıkarmaktadır.

Kapitalizmin Vahşi Çocukları: Sosyo-Kültürel Travmalar

Kapitalizm, insanın bilinçaltını ve içgüdülerini şekillendirirken doğrudan bir travma unsuru olarak işlev görmektedir. Bu bağlamda kapitalizmin üç temel etkisi öne çıkmaktadır:

  • Ekonomik krizler ve sınıfsal çatışmalar sonucu gelişen hastalıklı çıkar ilişkileri.
  • Paranın egemenliğinde kısıtlı ve baskı altındaki toplumsal yaşam.
  • Aile içindeki bireyselleşememe durumu, anaerkil veya ataerkil baskılar.

Bu koşullar, normal bir yetişkin üzerinde bile yıkıcı etkilere sahiptir; güçsüz bir çocuk için ise katil olmanın temelleri atılmış olur. Seri katillerin öldürme tutkusu, bu travmatik ortamın bir sonucu olarak ortaya çıkmakta; her kurban, zayıf psikolojinin kendini telafi etme ve haklılaştırma çabasını temsil etmektedir.

Hastalıklı Cinsel Yaşam ve Psikoseksüel Bozukluklar

Çocuklukta cinselliğin yasaklanması veya cinsel taciz, seri katillerin psikoseksüel gelişiminde merkezi bir rol oynamaktadır. Çoğu seri katil ya iktidarsızdır ya da çocuklukta cinsel istismara uğramıştır. Henry Lucas’ın kendi ifadelerine göre, cinsellik, ölüm ve işkence ile iç içe geçmektedir:

“Seks benim zayıf noktalarımdan biridir. Yapabildiğim her şekilde seks yaparım. Eğer bunun için birini zorlamak durumundaysam, yaparım… Onlarla canlıyken de seks yaptım.” (Lucas, 1980)

Benzer şekilde Ted Bundy ve Albert Fish örneklerinde görüldüğü üzere, seri katillerin cinselliği ve öldürme eylemleri çoğu zaman birbirine bağlıdır. Bu, onların psikoseksüel yapısının bozulduğunu ve toplumsal normlardan koptuğunu göstermektedir.

Seri Katillerin Ortak Psikolojik Özellikleri

  • Çocuklukta kötü muamele veya cinsel istismara uğramış olmaları.
  • %90 oranında beyaz erkek olmaları.
  • Genellikle yalnız çalışmaları, nadiren yardımla işbirliği yapmaları.
  • Çoğunlukla normalin üstünde zeka düzeyine sahip olmaları.
  • Gerçeklerden kaçan bir karakter sergilemeleri.

Seri katiller, fiziksel olarak değil; anılarından, travmalarından ve hastalıklı çocukluk deneyimlerinden beslenmektedir. Bu durum, ruhsal hastalık ile seri katil davranışı arasındaki temel ayrımı ortaya koymaktadır: Onlar öldürürken planlı, zekice ve çoğu zaman estetik bir yaklaşım sergilemektedir.

Sonuç: Psiko-Sosyal ve Kültürel Bağlamda Seri Katiller

Seri katillerin ortaya çıkışı, yalnızca bireysel psikolojik bir anomali değil; aynı zamanda aile, toplum ve kültürel yapının bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Aile içi dini baskı, kapitalizmin yarattığı travmalar ve cinsellikle ilgili hastalıklı deneyimler, bu bireylerin ölüm makinesine dönüşmesinde belirleyici rol oynamaktadır.

Bu analiz, seri katilleri anlamak isteyen araştırmacılar için psikolojik ve sosyo-kültürel ipuçları sunmakta; gelecekteki çalışmalar için bir temel oluşturmayı amaçlamaktadır.

Can Murat Demir

17 YORUMLAR

  1. Jasmine Richardson hakkında türkçe sayfalar bulamıyorum. yardımcı olurmusunuz acaba.bu kız neyin nesidir tam olarak anlayamadım. şimdiden teşekkürler murat bey.. :)

    • Kanada civarında cinayetler işlemiş, çok küçük yaşta sanırım 12-13 yaşlarında kendi ailesini katletmiş, kardeşini ve ebeveynlerini öldürmüş… yaşından dolayı sadece 10 yıl ceza almış önce, normal koşullarda 2015 yılında hapisten çıkacakmış, babası, kardeşi ve erkek arkadaşını öldürmekten yeniden yargılanmış, 3 eş zamanlı cinayetten suçlu bulunmuş ve toplam da 25 yıl yatıp çıkacakmış… ancak denetimli toplum hizmeti veriyormuş şimdi… dışarıdaymış

      çevirebildiğim kadarıyla yardımcı olmaya çalıştım… umarım faydalı olabilmişimdir

  2. diğer yazının adresinimi vercen, nasıl bulcam orayı izah edermisin.ama baya bi araştırma yaptım, eve kapandım sayılır, hepside aynı sayılır,işin sırrı çocukluk döneminden geçiyor..kısaca yetişkin olduklarında intikam alıyorlar..

    işin ruhundan çıkan tema bence şudur:

    ”saygısız aile bireyleri çocuklarını birer böcek gibi yetiştirmişler,çocukların karnı açmı tokmu sormamışlar, kimisi terk etmiş fahişelik yapmış,kimi aileler hem üzerlerinde durmuş aynı zamanda taciz etmişler, kimi çocuklarıda bulundukları çevreler ya taciz etmişler,ya tecavüz etmişler yada hunharca dövmişler, aile içinde sevdiklerinden şiddet görenler bu insan yapısınız ( seri katillerin ) en ŞİDDETLİLERİNDEN..sevdikleri tarafından böyle ağır hareketlere maruz kalmak çok daha önem taşıyor,ve gittikçe büyüyen çocuk bu ezilmiş ruh halinini bastırmak için ya öldürüyor, yada başka zartar verme eğilimlerinde bulunuyor, özellikle anneden şiddet görenler kadınlar üzerinde duruyorlar, mesela Rodney Alcala öldürdüğü ve tacavüz ettiği 130 kadının ve çocuk yaşta sayılacak kız çocuklarının çoğunun kafasını ezerek öldürmüş.söylenenlere göre annesi onun başarılı birisi olması için sürekli baskı yaparak dövmüş ve pisikolojik bazı eziyetlerdede bulunmuş. ve sonuçta büyüyen çocuk ileride 130 cesetle kendini buluyor..hatta bi flört yarışma programına dahi katılmış..

    aileden şiddet gören çocukların bazıları zaten çocuk yaşta öldürmüşler. http://www.youtube.com/watch?v=WQj1S0lcP64&feature=related

    konunun hangi ucuna bakarsak bakalım durum hüsran.. kurban zaten madur, ama öldürenin durumu dahada vahim, öldürmeden kaç defa öldü acaba.aslında bu bi sempati değil, insanları kendi normundan çıkaranlar aslında bu olayların bütün sorumluları. sadece masum bi intikam içgüdüsüne kapılıp kendilerini arıyorlar, ölene kadarda gördükleri şiddeti unutmuyorlar, ama öldürdüklerini unutuyorlar,, !!!!!

      • evet gerçekten iyi yazılar,araştırmanız mükemmel.
        nedense ben işin özüne masumane bakıyorum bu vatandaşlar hakında. oldukça zavallı, perişan, bitik, ezik, hasta ve çaresizler:
        bu durumun bizaman farkındalar bizaman farkında değiller gibi yaşıyorlar..
        neyse bende bi pay biraz dersler aldım bu küçük araştırma serüvenimden.
        kimseye kötü davranmayacak ve kimsenin kalbini artık kırmayacağım. büyüklerime ve küçüklerime gereken ilgi ve alakayı göstereceğim. kimseye yukardan bakmayıp elimden geldiğince hal hatır sorup gönüllerini kazanacağım.. biraz anlıyorum ki bu davranışların eksik olduğu toplumlarda fazlasıyla şiddet, ilgisizlik ve travmalar yaşanıyor.
        yazılarıma izin verdiğiniz için gönülden teşekkür ederim, sağlıcakla kalın :)

  3. öylesine korku filmi açıp bakayım derken taa nerelere geldim ve 2 gündür bu konuya takıldım kaldım, neden neden neden diye sorarken sorarken kendime soruları 2 gündür yapışıp kaldım resmen konuya,,gerçekten çok trajik meseleler.editör arkadaşın dediği üzere çocukluktan gelen bu hastalıklı duygu ileride bi çok cinayet serüvenine yer açıyor,ama bu hayatın en başına çocukluk yıllarına çok sardım meseleyi,anlatmadan duramıcam.. karşıdaki komşumuzun kızı olan çok sevdiğim arkadaşım SEMİHA ‘ dır,ilk okulda tanımıştık birbirimizi, nezaman okuldan dönüp oyun oynamak istesek annesi horoz gibi yanımıza gelip ”hadi kalk ordan işimiz var ” deyişini unutamam.birde herkesin içinde tokat atar küfür ederdi.sürekli olarak evin işlerini bu masum kızına yaptırırdı köpek kadın.okadar mendebur bi kadındıki mahallede kimse sevmediği gibi gerekirse evinin önünden dahi geçmezdi, okadar şer’limi şer’li bi kadındı.diktatör gibi davranırdı çocuklarına.ve o aileden hiçbir çocuk adam olamadı neyazıkki,ama çok dua etmiştim semihama.ne olur ALLAH’ım diye çok dua etmiştim.ve sonunda dua’larım kabul oldumu düşünürken aradan 15 yıl geçti biz o mahalleden taşınalı.yani unutuldu.yakın ve bizi tanıyan komşulara semiha ve ailesini sordum. kadının kanser olduğunu ve kimsenin ona bakmadığını terkettiğini hiçbir evladının ona sahip çıkmadığını ama sadece yanında ona SEMİHA’nın baktığını ve sonra acılar içinde kafasını duvarlara vura vura öldüğünü söyleyince , nedendir bilmem ama çok sevindim.diyeceksinizki semiha ile ne alakası var.sen evlatlarına bu kadar kötü davranırsan evlatların ahıda tutar.sanki rabbi ilahi derler ya işte.semiha seri katil falan olmadı, durumuda iyi evlenmiş ve nurtopu gibi 2 evladı var.şu çocukluk zamanı denildiğinde sinir edecise şu semihanın annesi aklıma geldi birden.
    neyse konu çok dağıldı sanırım, yurt dışındaki hadiseler çok ama çok daha beter sanırım.aileler çocuklarına ne yaptılarda bu hale geldiler inanamıyorum resmen.insan çocuğuna nasıl bi kötülük ederde ki O çocuk böyle bi katil yetişir.semihanın durumundan az çok anlayabiliyorum. ben o dayağı yesem kimbilir nasıl olurdum düşünemiyorum.semiha sabırlı kızmış helal olsun yani.
    yurt dışındaki örnekleri fazlasıyla vahim ve beni derinden etkileyen,,MARRY BELL.11 yaşında böyle güzel bi çocuk neden bebekleri öldürür ve üstelikte çocuk yaşta.sanırım 2 veya 3 bebek öldürmüş,annesine yazdığı mektup fazlasıyla olanları açıklıyor sanki.
    1968’de, 11 yaşındayken aynı suçtan yargılanan Mary Bell’in annesine yazdığı şiirin masum dizelerine sözü bırakmak en iyisi galiba:

    Lütfen anneciğim yardım et
    Şu minik zihnim huzura kavuşsun
    Jüriye ve yargıca diz çök yakar
    Dinlerler seni
    ‘Lütfen’ de
    ‘Suçlu benim o değil
    ‘Üzgünüm, böyle olması gerek
    Yüreğimiz ağlayacak belki
    Ama hapse senin girmen gerek
    Söyleyeceğim bundan ibaret
    Babam, kardeşim ve kendi adıma
    Lütfen onlara anlat suçlu sensin
    Lütfen anneciğim, anlat ki beni salıversinler

    Kızın Mary

    sanırım şu anda serbest.
    —————————————–
    alex ve derek kardeşlere nedemeli bilmiyorum. büyük abi olan derek alexe ‘babam bizi dövecek onu öldürelimmi’ sorusuna karşılık alex ten olumlu cevap alıyor, ve babasının kafasına bezbol sapasıyla vurarak öldürdükten sonra evi yakıyorlar.inanılmaz bi dehşet duygusu, ama tanrım bune yahu..
    çocuklar yaptıklarına pişman değiliz tarzında ifadelerle süslüyorlar,demekki babaları onlara ne yaptıda bu kadar öfke duygusu doruğa çıktı.
    fazla uzatmak istemiyorum ”rabbim kimsenin başına böyle trajik olaylar nasip etmesin. neredeyse bütün bu katilleri 2 gün araştırdım, sonuç olarak bulundukları toplum bu insanları ezmiş ve bu hale getirmiş.tecevüz edilmişler, hemde babaları tarafından tecavüze uğrayanlar çoğunlukta ve en kanlı bitirenler bu vaka’lar.ne kadar korkunç,aslında bütün suç bu ebeveynlerde ve yetiştirme tarzları ve hayata bakışları yüzünden kaynaklanıyor.kimse çocuklarına veya başka çocuklara kötü davranmasın,kimse onlara kızıp bi kenarıya atmasın,ilgisiz kalmasınlar,rabbim kimsenin evladını öldürmesin veya başka bi kimse öldürtmesin inşallah.çok üzüldüm gerçekten.çocuk deyip geçmemek lazımmış.

    • bir dramdır her seri katilin hayatı, kanla, şiddetle yoğrulmuş birer ibretlik öyküdür.. Mary Bell de bunlardan sadece biri, her biri kurbandır aslında ve bir o kadar da madur, gel gör ki bu dışlanmışlığa ve tecavüze beyinleri farklı bir tepki vermiş ve öldürmeyi seçmişler…

      herkesin kendi yolu vardır, onların ki de öc ve kanın yolu olmuş…

      ziyaretin için teşekkürler

      • sanırım gelmiş geçmiş en inanılmaz vak’a albert fish. yaptıkları ise onun gördükleri ve küçük yaşta bunu ona yapanlara yapamamasından dolayı yetişkinlik çağında ve hatta yaşını dahi aldırmadan öldürmeye devam etmesi.. çocukluğu döneminde sanırım bir yetiştirme yurdunda kalmış, yanlızca 3 yıl. ve tecavüz edilmek bir yana dursun bambaşka çeşitli ve türlü eziyetlerde görmüş, hem de çocuk yaşta, ve kalbi çok kırılmış.. ve yaptıkları ise okunmayacak türden olmadığı için yazarken kusmaktan kortuğum için siz araştırın artık bi çocuk görsem onu sevip ,okşayıp halini ve hatrını sormadan geçmiycem artık, ayıp olur annesi kızar diye bakmadan ve sevmeden geçmeyecem, toplumun sevimli bireyleri çocuklar dinamit gibi patlayan birer hastalık yuvaları haline gelmeden ailenin çocuklarına çok dikkat etmesi gerekiyor. şiddet gören şiddet uyguluyor, hemde ikiye katlayarak.. maalesef çocuklar böyleymiş.. kötü hatıraları fazlasıyla akıldan çıkaramıyorlar, kim öyle değil ki !!!!

        neyse ki ülkemizde çocuklar diğer ülkelere göre biraz daha ılımlı. dünya standartlarındada öyle, ülkemizdeki kişilik testi gayet iyi, paranormal, piskoloji bakımından ülkemiz insanları dünya genelinde en sağlıklısı. yardımlaşma ve komşuluk duygusu diğer ülkelerden çok daha ileride, yani baştan sona hava toplumu değiliz. bu davranış diğer ülkelerde ruhsuz bi statüde olduğu için çocuk ve bireylerde zaten doğar doğmaz katı bir KANİ ile topluma çıkıyor, zaten baştan kendini beğenmişlik algusunu ve diğer insanlardan üstünlüğünü kanıtlamaya çalışan bi çocuk oluyorlar.

        sadece bu komşuluk duygusu olmayan bi ailenin fertlerindeki hastalığa bakarmısınız !!!! bikaç örnek verecek olursak bu çok basit bi işlem.
        enjekte edilen::” sen onlardan iyisin, sen onlardan akıllsın, onlar fakir sen zenginsin, biz zenginiz, onlar şuşu aileden kötü insanlar.:: ”
        zaten bu komşusuzluk ve kendini beğenmişlik durumu baştan bi hastalık sebebi gibi, bilakis çocuklarda bunlardan etkileniyor, ve gittikçe bu beton toplumu geliştikçe göreceğiz ki bu ruhsuz hallerde durumlar böyle insanlar meydana gelicek elbet,

        ”ANNE VE BABA ÇOCUĞA NE EKERSE ; BÜYÜDÜKLERİNDE ONU BİCİYORLAR ”
        neyse ben biraz daha araştıma yapayım,,
        iyi günler … :)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Bakış Yolları