Neden?

Daha çabuk ölüyorsun, sessizce yaşamın kıyısında durduğunda. Sessizce unutuluyorsun. Sesin içine hapsoluyor rüzgârın. Uzaklardan çok uzaklardan bir ninni bölüyor uykunu ve bir hüzün ve bir şarkı ve sonrası meçhul anıların.

Sonrası kayıp sözcüklerinden hüzünler.
İçinde boğulduğun hayatın izi kalıyor ellerinde.
Ne kalır ki senden geriye daha.
Yalnızlığından geriye,
Hayallerinden…
Bu sokakların karanlıklarında boğuluyorum.
Bu siyahlarda boğuluyorum.
Kaybolmak yetmiyor artık, kaybetmek yetmiyor artık.
Adını koyuyorum cinnetin,
İntiharını süslediğim duygularımın cinneti kalıyor geriye.
Yitip gittiklerim,
Kırıp döktüklerim,
Tekrar ediyor bu labirentlerde kayboluşlarım.
Bıktığım düşünceler etrafıma duvarlar örüyor.

Artık iyi kelimeler yazmayacağım, artık kötü cümleler yazmayacağım
İkisini de bırakıyorum
Boğuluyorum, ölüyorum ama yetmiyor işte yetmiyor hiçbir şey.
Sonra bir soru takılıyor aklıma,
Yiyip bitiriyor beni.
Peki, neden gidemiyorum?
Neden hayat bana böyle davranıyor?
Neden?
Neden?
Ve yine neden?

Sonya Bayık

Konuk Yazar
Konuk Yazarhttp://www.felsefehayat.net
Bu içerik bir konuk yazar tarafından üretilmiştir. Siz de sitemizin konuk yazarlarından biri olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kaleme aldığınız makalelerinizi themetallords@hotmail.com adresine göndermek. Editör onayından geçen yazılarınız burada yayımlanıp binlerce okurun beğenisine sunulacaktır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

DİĞER YAZILAR