35 yaşındayken bir gün Bilgelik ağacı denilen Budi ağacının dibinde düşünürken ilham geldi ve uyanışa kavuştu. Nirvana’ya ulaşmış ve böylece nefret, hırs ve cehaletten...
Adamlar, leş gibi pis yatakların içine girmiş uyuyorlardı. Ağır yorganları kafalarına kadar çekmiş, horuldayarak. Yatakları çamurdan, yorganları kandan tanınmaz hale gelmişti. Uzun zamandan beri...
Ben de var oldum bütün bu nesneler arasında
su gibi, ağaç gibi, ot gibi gerçek.
Kimi kanatlar öptü, kimi ayaklar alnımdan,
ya sevinçten içerim pır pır; ya...
Kardeşim, birden ağlamaya başladı.
Ne olduğunu anlamadım.
Ve bana:
Abla iyi şeyler olacak mı? dedi.
Kaçamak bakışlarla ayaklarım kitaplara doğru yöneldi. Doğru ya ne zaman ruhum daralsa, bir...
Ucube... Hayatın en güzel anında gelip yanınıza oturur. İçten içe çirkin bir ucube... Ses tonu midenizi bulandırır. Nefesi leş gibi kokar. Hastalığını bulaştırmak ister...
Pembe püsküllü avizenin, pembemsi ve mayhoş ışığında ne düşünebilir insan? Yaşadığı güzel şeyleri mi? Çektiği acıları mı? Peki ya Yann Tiersen dinlerken ne düşünebilirsin?...
Zamanla keskin özellikleri
Yumuşayıp bulanıklaşmış,
Sanki hala orta uzaklıklarda
Yaşıyorlarmış gibi,
Sanki bu insanlar
Ters yönde hızla giderken
Hiç durmamışlar gibi,
Sonsuza dek geri dönmüş gibi görünen
Kırık mızrakların halkı.
Hep bu rezervasyonmuş...