dayanamayan, acı çeken insanlarla dolu bir şehir…
yollara caddelere sinmiş kokuları
ve… yorulmayan bir dünya…
saatler, parmakların arasından akan kum taneleri gibi akıp geçiyor bu kentin içinde.
insanlar yorgun.
ruhlar ağırlaşmış ve ölü.
kentin üzerine yapışmış yalnızlıklar.
insanlar; yalnız insanlar için acı çekiyor.
her geçen saniye artan bir sessizlik…
her saniye azalan umutlar ve mutluluklar…
korkular ağırlaşıyordu kum taneleri akarken,
insanlar daha da yalnızlaşıyordu bu yorulmayan dünyanın içinde.
korkular ve gölgeler artarken,
soğuk şarkılar duyulmaya başlıyordu ağıtların arasından…
eski bir sokaktan akıp gidiyordu hüzün dolu şarkılar
en eski yağmurlar yağmaya başlıyordu bu sefer,
yanlarında solgun anıları getirerek.
kum taneleri akmaya devam edecekti her zaman
dünya yorulmayacaktı,
ve insanlar akıp gidecekti bu kentin içinden yağmurlarla birlikte
solgun anılarını ve yalnızlıklarını bırakarak arkalarında…
Ferid Taş
bence yeterınce ozgün.ben kendı cektıgım acıların ıcınden yazmadım bu yazıyı.kendımce ınsanları ve dunyayı tanımladım.
hmm.yalnızlık delırtıcı..avamın ıcınde..daha özgun olabılır,daha cesur ol,burası sıradan bır sıte degıl daha acık hıslerını eklemelısın.yoksa sıır sıtelerı gıbı gorunur.ı need deeper paylasımlar.basmakalıp bır alana gırmıssın..uzerınde calısabılırsın.belkı benım gıbı daha acı cekmelısın.dıplerden..