dağılmış zerreler haneler sessiz
viran bakışlar korkak gözler çaresiz
büyük gelir olmuş üzerimizde durmaz insanlık
yaşamak zor artık inandıklarından kaçarak
ödünç nefesler pay edilememiş
hiç kimse kendinden önce ölmemiş
sevgiye...
İnsanlar eskirken sokak köşelerinde
Çimler yeşeriyordu kaldırım taşları arasından
Kendine hakim olamayan yalnızlıklar çökerken zihinlere
Kuyulardan çekilen geceler yakıyordu kibrit çöplerini
Bir ampulün cızırtısı yankılanırken bir bodrum katında
Şehrin...
Lafta ve rafta
Şair,
masasında
yetmez derin bakışlar
ve sancılı yazı nöbetleri
dizeleri doğmaz bir türlü
şairin
Şakir,
Ehven Kıraathanesi’nde
yudumlar hayatı sıcak sıcak
kafasında hazan, birkaç demet sarı
bir yudum hayat yine
bu sefer daha...
Alın yazısı, alınlarımıza zorla yazılmış şeyler değildir. Biz, her birimiz, kendi isteklerimizle geliyoruz dünyaya. Alın yazısı denilen şeyler, bizlerin dünyaya gelmeden önce, Ruhsal Dünya'da...
Süründü. Kuru bir ağacın ardına gizlendi. Beklemek için en güzel yer burasıydı. Hava çok nemliydi, güneş ise bulutların arasında kararsızdı. Gökyüzüne baktı, gözleri kamaştı....
Acılarımı hissettiğim gündü kendimi bu dünyaya ait hissetmeyişim, kendi aklımı bir delinin defterine yazmıştım. Sözcüklere sığındım, sözcükler aşağılıktı. Yaptıklarım son olacaktı, oysa ne çok...
Bataille: “Azize, zevk düşkününden ürküntü ile kaçar; kendi ile onun itiraf edilemez tutkularının aynı olduğunu bilmez.”
Gözler büyüleyicidir, ağız baştan çıkarır, göğüs ve kalçalar heyecanlandırır,...